Mühendislik Değerlendirme Kurulu’nun (MÜDEK) Oluşturulması
Bülent E. Platin
Editörler: Mustafa Tokyay, Fevzi Gümrah ve Çağdaş Şimşek, Öncü ve Önder: ODTÜ'nün Kuruluşunun 50. Yılında Mühendislik Fakültesi,
2006, sayfa 39-48. (pdf)
Mühendislik Değerlendirme Kurulu'nun (MÜDEK) kuruluşu her ne kadar Ocak 2001'de ilk
toplantısını yapan Mühendislik Dekanları Konseyi'ne (MDK) dayansa da, kavramsal kökleri
ülkemizdeki Accreditation Board for Engineering and Technology, Inc. (ABET) değerlendirmelerine
kadar uzanmaktadır.
Hatırlayabildiğim kadarı ile ODTÜ mühendislik lisans programlarının ABET tarafından
değerlendirilmesi fikri ilk kez 1990'lı yılların başlarında, o sıralar Mühendislik Fakültesi
Dekanı olarak görev yapmakta olan Prof. Dr. Suha Sevük tarafından gündeme getirilmişti.
Ekim 1992'de Prof. Dr. Tuncay Birand'ın Dekanlık görevini dervalması ile başlatılan çekirdek
program çalışmaları sonucunda yeniden yapılandırılan mühendislik lisans programlarının dış
değerlendirmeye tabi tutulma gereksiniminden yola çıkılarak, 1994 yılında Kimya Mühendisliği
ve Maden Mühendisliği programlarının ABET tarafından değerlendirmesi ile ülkemizde bir ilk
gerçekleştirilmiştir. Bu gelişmeler bu kitapta yer alan ve Prof. Dr. Tuncay Birand tarafından
kaleme alınan "ODTÜ Mühendislik Fakültesinde Akreditasyon Etkinliklerinin Başlangıcının ve
ABET Değerlendirme Sürecinin Öyküsü" başlıklı yazıda ayrıntılı olarak aktarılmıştır.
Bunu izleyen yıllarda, ODTÜ Mühendislik Fakültesi'nin diğer lisans programları yanında
ülkenin diğer bazı önde gelen üniversitelerinin (Bilkent Üniversitesi – 1995, Boğaziçi Üniversitesi
– 1999, İstanbul Teknik Üniversitesi – 2004)* ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki Doğu Akdeniz
Üniversitesi'nin (2005)* çoğu ya da tüm mühendislik lisans programları için ABET değerlendirmesi
almaları ve bunu halen sürdürmeleri, ODTÜ Mühendislik Fakültesi'nin bu alanda ne kadar önemli bir
öncülük yapmış olduğunun açık göstergesidir.
2006 yılı itibari ile ODTÜ'nün de içinde bulunduğu bu beş üniversitede ABET değerlendirmesi
almış olan programların sayısı 44'dür. Diğer taraftan, ikinci öğretim programlarını da sayarsak
2005 yılı itibari ile ülkemizdeki mühendislik lisans programlarının sayısı ise 550'ye yakındır.
ABET değerlendirmelerinin üniversitelerimize getirdiği ağır maddi külfet, bu değerlendirmelerin
İngilizce dilinde hazırlanmış belgelerle yapılma zorunluluğu ve yukarıda verilen program sayılarıyla
ortaya çıkan operasyonel ölçek farkı gibi nedenler mühendislik programlarının ulusal bir düzenleme
ile değerlendirilmesi fikrinin daha 1990'lı yılların ortalarında ortaya atılmasına ve kavramsal
düzeyde de olsa gelişmesine yol açmıştır. Tabii bu doğrultudaki en büyük cesaret, ODTÜ'nün başı
çektiği ve diğer üniversitelerin katılımı ile yayılan ABET değerlendirmeleri aracılığı ile akreditasyon
konusunda edinilen kavramsal altyapıdan ve uygulama deneyiminden alınmıştır.
İşte bu noktada, o zamanki ODTÜ Mühendislik Fakültesi Dekanı olan Prof. Dr. Yıldırım
Üçtuğ'un girişimleri ile bir sivil toplum insiyatifi olarak kurulan Mühendislik Dekanları
Konseyi'nin MÜDEK'in oluşumuna doğru atılan adımlarda önemli bir lokomotif rolünü üstlendiğini
görüyoruz. Ülkemizde ve KKTC'deki devlet ve vakıf üniversitelerindeki mühendislik ve
mühendislik–mimarlık fakültelerinin dekanlarından oluşan MDK, ilk toplantısını 19 Ocak 2001'de
ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde (ODTÜ–KKM) yaptı. MDK'ın bu kuruluş toplantısında, bir dizi
öncelikli konuda çalışma yapılması gündeme alındı ve bunlar için birer çalışma grubu kuruldu.
Ülkemizdeki mühendislik programlarının değerlendirilmesi de bu öncelikli konulardan birisiydi.
1992–1997 yılları arasında akademik işlerden sorumlu Dekan Yardımcılığı yaptığım ODTÜ
Mühendislik Fakültesi'nin ABET değerlendirmesi deneyimlerini taşımak üzere benden bu çalışma
grubunda bulunmam istendiğinde, bu görevi seve seve kabul ettim. Boğaziçi Üniversitesi
Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Rıza Kaylan'ın koordinatörlüğünü yaptığı Mühendislik
Programlarını Değerlendirme Grubu'nda (MPDG) benden başka Bilkent Üniversitesi Mühendislik
Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Baray, İTÜ Kimya–Metalurji Fakültesi Dekanı Prof. Dr.
Hasancan Okutan, Çukurova Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi'nden Prof. Dr.
Orhan Aksoğan ve Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi'nden Prof. Dr. Fikret Kargı
bulunmaktaydı. Ancak, Prof. Dr. Yıldırım Üçtuğ da MPDG toplantılarının hemen tümüne MDK Genel
Sekreteri olarak katıldı, cesaret verici ve ufuk açıcı yaklaşımı ile çalışmaları yönlendirdi,
aktif katkıda bulundu.
MPDG tarafından yapılan ön çalışmalar, çeşitli ülkelerdeki mühendislik eğitimini değerlendiren
sistemlerinin incelenmesi ve bir yandan çağdaş gelişim eğilimlerine diğer yandan ülkemiz koşullarına
en uygun olacak ulusal bir sistemin temel özelliklerinin saptanması üzerinde yoğunlaştı. İlk bulgular
ve öneriler 19–20 Haziran 2001 tarihlerinde ODTÜ'de uluslararası katılımla düzenlenen
"Mühendislik
Eğitimi Seminer"inde ve bu etkinliğe paralel olarak yürütülen MDK 2. Toplantısı'nda sunuldu. MDK
Genel Kurulu da
- MDK bünyesinde yürütülmek üzere,
- sağlanması gereken asgari kriterler önceden tespit edilerek,
- gönüllü katılım esasına dayanan,
- programların değerlendirilmesine yönelik,
- bir özdeğerlendirme ve takiben bir saha ziyaretini kapsayacak biçimde,
- finansmanı üniversitelerce karşılanmak üzere
bir Ulusal Akreditasyon Sistemi'nin kurulmasına oybirliğiyle karar verdi. Bu karar,
MPDG ön çalışmalarının ve oluşturulan önerilerinin çoğunun MDK tarafından uygun görüldüğü
ve o noktadan itibaren MPDG çalışmalarının böyle bir sistemin kurulması üzerine odaklanması
beklendiği anlamına geliyordu.
Gerek çalışma grubunun etkinlikleri sırasında gerekse ülkedeki eğitim ve mühendislik
çevrelerinde yukarıda sıralanan temel özelliklerden en fazla tartışılanı ve eleştirileni bu
sistemin MDK bünyesinde kurulması oldu. MDK'nın kendi ürettiği hizmetin yine kendisi tarafından
akredite edilmesi anlamına gelen bu özellikten kısa zamanda vazgeçildi ve hatta bu tür bir bağlantıyı
önleyecek düzenlemeler getirme yoluna gidildi. İşte bu nedenle, bugün MDK üyesi dekanlar aktif
dekanlık görev sürelerince ne MÜDEK üyesi ne de MÜDEK program değerlendirici olarak görev
yapabiliyorlar. Ayrıca, MÜDEK tarafından yürütülen program değerlendirmelerinde ve alınan
yetkinlik kararlarında MDK'nın hiç bir etkisi bulunmamakta.
MPDG çalışmalarına geri dönersek; 2001 yılının ikinci yarısında MDK'nın beklentileri doğrultusunda
yürütülen çalışmaların ilk bölümünde, çeşitli ülkelerde bulunan mühendislik eğitimi değerlendirmesi
sistemlerinin ayrıntılı incelenmesi ve bu sistemlerin ülkemiz koşullarına uygunluk değerlendirmesi
yapıldı. 19 Haziran 1999 tarihli Bologna Deklarasyonu'nda "Benzer ölçütler ve yöntemlerin geliştirilmesi
amacıyla yükseköğretimde kalite güvencesi alanında Avrupa işbirliğinin teşvik edilmesi" şeklinde yer
alan ifade, mühendislik eğitiminin akreditasyonu konusunda Avrupa ülkelerinde gözlenen dağınıklığın,
karmaşanın ve uyumsuzluğun bir kanıtı olarak değerlendirildi. Diğer taraftan, 1932'den bu yana A.B.D.'de
mühendislik programlarını akredite eden bir kuruluş olan ABET'in 1990'lı yıllarda geliştirdiği, bir süredir
deneme değerlendirmelerini yaptığı, 2000 yılında başlayan ve yalnızca bir kaç yıl sürecek geçiş döneminde
üniversitelere eski değerlendirme sisteminin yanında bir seçenek olarak sunduğu yeni Engineering Criteria
2000 (EC2000) değerlendirme sistemi incelendi. Toplam kalite temeline dayalı ve mühendislik programlarında
sürekli iyileştirmeyi öngören bir yaklaşım ile daha önceki ABET değerlendirme sisteminden önemli farklılık
gösteren EC2000 sisteminin ülkemizdeki mühendislik eğitiminde kalite güvencesi sağlamak üzere bir model
olarak kullanılabileceğine karar verildi. O tarihlerde, mühendislik eğitimindeki akreditasyon sistemlerini
yeni kurmakta ya da yeniden yapılandırmakta olan Almanya (ASIIN – Board of the Accreditation Agency for
Study Programs in Engineering, Informatics, Natural Sciences and Mathematics), Rusya (RAAE – Russian Association
for Engineering Education) ve Japonya (JABEE – Japan Accreditation Board for Engineering Education) gibi
ülkelerin ABET'in uygulamaya başladığı bu yeni sistemden yoğun bir şekilde esinlendikleri görüldü. ODTÜ
Mühendislik Fakültesi'nin 1990'lı yıllarda ABET değerlendirmesi almış olan altı programından sonra, bu
değerlendirmeyi almak üzere o tarihlerde hazırlık yapan geri kalan yedi programı için Türkiye'de ilk kez
EC2000 sisteminin uygulanacak olması bir başka olumlu gelişme olarak kayda geçti. ODTÜ, Bilkent Üniversitesi
ve Boğaziçi Üniversiteleri'nin mühendislik programlarının ABET değerlendirmesinden geçme sürecine yine o
tarihlerde İTÜ'nün de EC2000 sistemi çerçevesinde hazırlanmakta olmasıyla, artık mühendislik alanında
ülkemizde önde gelen bu üniversitelerimizde ABET tarzı program değerlendirmesi deneyimi edinmiş ciddi
sayıda bir öğretim kadrosunun oluşmakta olduğu sonucuna varıldı. Böyle bir alt yapıya sahip insan kaynağı,
kurulması öngörülen sistemin can damarını oluşturacaktı.
Tüm yukarıda sayılan gözlem ve değerlendirmeler MPDG çalışmalarını kesin bir noktaya getirmişti. O da
oluşturulacak ulusal değerlendirme sisteminin, ABET'in 70 yıllık deneyim ve birikimine dayanan etkinliği
kanıtlanmış yöntemlerini, paydaş katılımına dayalı bir kalite güvence yaklaşımını ve EC2000 benzeri
değerlendirme ölçütlerini kullanan bir sistem olmasıydı. Ama sonradan görüldü ki, MPDG'nin üzerinde en fazla
emek harcamak zorunda kalacağı ve işin başından beri aşırı dikkatli olunması gerektiğinin bilincinde olunan,
kurulacak sistemin uygulayacağı yöntemler ve değerlendirme ölçütlerinden çok bu sistemin yönetim ve temsil
yapısıydı. Burada yapılacak stratejik bir hata, çalışmayan, çalışsa da kabul görmeyen, kabul görse de işe
yaramayan, yani ölü doğmuş bir sistem oluşumuna yol açacaktı. Zaten yurt dışındaki örneklere bakıldığında,
farklı ülkelerdeki farklı sistemler arasındaki en büyük ayrışmanın bu noktada ortaya çıktığı görülüyordu.
Burada, bir taraftan akreditasyon sistemlerindeki evrensel doğrulardan ödün verilmezken, diğer yandan
çağdaş gelişmelere ve iyileştirmelere açık, ancak ülke gerçeklerini göz ardı etmeyen bir temsil ve yönetim
modelinin oluşturulması gerekiyordu. Bence MPDG bu konuda çok önemli bir görevi başarılı bir şekilde yerine
getirdi. Çünkü, aradan yalnızca beş yıl gibi kısa bir süre geçmiş olmasına rağmen ortada MÜDEK gibi saygın,
güvenilir, hizmeti talep edilir, yalnız ulusal değil uluslararası alanda da tanınan bir oluşum bulunmakta,
hem de henüz tüzel bir kişiliği olmadan.
Şimdi yine MPDG çalışmalarına dönmek istiyorum. 2001 yılının Ağustos ayında değerlendirme ölçüt ve
yöntemleri konusunda karar verdikten sonra yapılan ilk kapsamlı iş ABET'in ana tüzüğünden başlayarak
program değerlendiricilerinin uyması gereken etik kurallara kadar ne kadar belgesi varsa tümünün
Türkçe'ye çevrisinin MPDG üyelerince yapılmasıydı. Bu yapılırken iki temel amaç güdülüyordu. Birincisi,
oluşturulacak sistem için üzerinde çalışılacak yazılı bir belgeler kümesi oluşturulması, ikincisi ve
belki de daha önemlisi böyle bir organizasyonun kurgusunu tüm ayrıntıları ile keşfedilmesiydi. ABET
değerlendirmelerinden geçmiş programlarda bu değerlendirmelerin hazırlıkları ile yakından ilgilenmiş
çok deneyimli arkadaşlar vardı. Ama burada itiraf etmek gerekir ki, bizler masanın hep "değerlendirilen"
tarafında yer almıştık ve hiç masanın "değerlendiren" tarafında oturmamıştık. Bu gerçeği önümüze koyduğumuzda
anladık ki, kendi sistemimizi ne kadar dilediğimiz gibi ve kendimize göre mükemmel kurgularsak kurgulayalım,
eninde sonunda bu işi bizzat gerçekleştiren deneyimli değerlendiricilerden uzman desteği alarak bir
kalibrasyon çalışması gerekecekti. Bu da, 2003 yılının başında MÜDEK'in ilk etkinliği olarak yapılan bir
çalıştay ile gerçekleşti,ki bunun ayrıntısına daha ileride gireceğim.
Akreditasyon alanındaki çağdaş anlayış, yaklaşımlar, çeşitli ülkelerdeki uygulamalar ve bu konu üzerinde
MPDG'da yapılanan görüşmeler bizi, mühendislik eğitimini değerlendirme amaçlı bir kuruluşun yapılanma
modelinin vazgeçilmez iki özelliğinin
- devlet ve üniversite yönetimlerinden bağımsız ve
- bir sivil toplum kuruluşu
şeklinde olması sonucuna götürdü. Bu özellikler, toplumumuz kültürüne ve doğal olarak üniversitelerimize
yabancı olan, ancak o sıralar ülke gündeminde üst sıralarda yer almakta olan Avrupa Birliği'ne katılım
ortaklığı nedeniyle yeni yeni tartışılan ve önem kazanmakta olan kavramlardı. Dolayısı ile, yapılacak
çalışmalarda oluşturulacak sistemin program değerlendirmesine ilişkin teknik mekanizmaları yanında ülke
kültüründe pek derin izleri olmayan bu kavramların kabul görmesi için uğraş verilmesi gibi bir başka
boyutunun önemi de ortadaydı.
Yapılanma modeli için milli komite, vakıf, dernek, şirket ve bir başka kuruluşun altında işlev görme
gibi seçenekler tartışıldı. Henüz işin başında iken, sonradan gerekecek değişiklik ve iyileştirmelere
direnç gösterecek kemikleşmiş bir yapılanmanın uygun bir yaklaşım olmadığı görüşü baskın çıktı. Bunun yerine,
tüm çevrelerce tanınana, güven ve saygınlık kazanana kadar tüzel kişilikten geçici bir süre fedakarlık
edilerek, MDK Yürütme Komitesi desteği altında, olabildiğince basit, esnek, kendini geliştirebilen ve
hiçbir yasal düzenleme gerektirmeyen bir yapılanmanın başlangıç için en uygun model olacağına karar verildi.
Bu kararın sonucu olarak, MÜDEK'in sürekli, en sıklıkla ve belki de tek sorgulandığı konu tüzel kişiliğinin
bulunmaması olmuştur. Bu sorgulama, tüm operasyonlarını yasal düzenlemelerle yürütmekte olan üniversitelerimizden
bağımsız bir sivil toplum yapılanmasına gelmesi beklenen en doğal ve baştan beri tahmin edilen bir tepkiydi.
Ancak, MÜDEK etkinlikleri devreye girip, MÜDEK değerlendirmelerindeki ciddiyet, yansızlık, güven, gönüllülük
gibi unsurlar yanında, bu değerlendirmelerin ülkedeki üniversite sisteminin üst kademelerinden getirilen
zorlamadan çok dileyen üniversitelere mühendislik programlarının iyileştirilmesinde yol gösteren bir araç
olduğu anlaşılınca, bu kuşku ve tedirginlik içeren tepkiler bizzat üniversite ve fakülte yönetimlerinin
sağduyulu yaklaşımları ile herhangi bir sorun yaratmadan ortadan kalktı.
Mühendislik eğitimini ilgilendiren çeşitli paydaşların kurulacak bu sistemdeki temsili, özellikle
üniversite çevrelerince arzulanan, ancak yine bu çevrelerden kaynaklanan nedenlerle en fazla duyarlılık
isteyen konulardan biriydi. Avrupa'daki bazı uygulamalardan da esinlenerek, akademik ve akademik olmayan
kesimlerin eşit ağırlıklı temsilinin uygun bir ara yol olacağı düşünüldü. Akademik olmayan kesim olarak
ilk akla gelen, mühendislik alanındaki meslek örgütü olan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB)
oluşturulacak sistem içinde mutlaka temsil edilmeliydi. Bu sistemin mühendislik programlarının kalitesini
geliştirme ve sürekli iyileştirme işlevinin olması öngörüldüğünden, Türkiye Kalite Derneği'nin (KalDer)
katkılarını sağlayacak bir temsilin iyi bir fikir olduğu düşünüldü. Temsilci alınması için düşünülen
Üniversitelerarası Kurul, Devlet Planlama Teşkilatı, Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK),
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği, çeşitli sanayi ve
ticaret odaları, çeşitli sendikalar gibi tüm diğer kurum, kuruluş ve dernekler, bazıları ile olası çıkar
çatışması, bazılarının alternatif kardeş kuruluşlarının bulunması, bazılarının yeterince geniş tabanlı
olmamaları ve benzeri nedenlerle sisteme dahil edilmedi. Ancak, akademik olmayan kesimin TMMOB ve KalDer
dışındaki diğer üyelerinin temsil işlevlerini kurumsal temsilci kimlikleri yerine bireysel kimlikleri
ile görmeleri daha pratik bir çözüm olarak benimsendi.
Bütün bunlardan sonra, sıra oluşturulacak kurulun üye sayısının saptanmasına gelmişti. Olabildiğince
basit ve esnek yapılanma koşulu, üye sayısı az, ancak üzerinde her kesimin birleşebileceği güvenilir
bireylerden oluşan, uyumlu ve hızlı karar verip uygulayan bir yapılanma gerektiriyordu. İlk başta, kurulun
yedi üyeden oluşması ve en az dört üyenin üniversitelerde idari görevi olmayan öğretim üyelerinden seçilmesi
görüşü benimsendi. Ancak, akademik ve akademik olmayan kesimlerin eşit ağırlıklı temsili ilkesi öne çıkınca,
kurulun dördü üniversite temsilcisi, biri TMMOB temsilcisi, biri KalDer temsilcisi, ikisi sanayi temsilcisi
olmak üzere sekiz kişiden oluşturulmasına karar verildi. Bu kurula ilk önceleri "Mühendislik Akreditasyon
Kurulu (MAK)" adı verildi. Ancak, daha işin başındayken ve ortada herhangi bir tüzel kişilik bulunmazken,
dolayısı ile alınacak yetkinlik kararlarının da resmi bir kimliği yokken, "akreditasyon" betimlemesinin
sorgulanabileceği ya da itici olabileceği düşünüldü ve kurul son kuruluş aşamasında "Mühendislik Değerlendirme
Kurulu (MÜDEK)" adıyla oluşturuldu. Kuruluş sırasında yapılan değişikliklerden bir diğeri de, üniversite
temsilcisi üyelerin idari görevi olmayan öğretim üyelerinden seçilmesinin getireceği aşırı kısıtlama göz
önünde tutularak yalnızca MDK üyesi dekanların MÜDEK üyesi ya da değerlendiricisi olamayacağı kuralının
getirilmesi olmuştur. Ancak, bu kural uygulamada Rektör ve Rektör Yardımcıları için de kullanıldı ve halen de
kullanılmakta.
Yürütülen uzun ve zahmetli çalışmalardan sonra tüm MÜDEK operasyonlarının temel özelliklerinin tanımlandığı
"MÜDEK Çalışma Esasları" belgesinin ilk taslağı MPDG'nin 7 Aralık 2001 tarihinde yaptığı toplantıda görüşüldü.
Bu nedenle, 7 Aralık 2001 tarihini MÜDEK açısından önemli bir kilometre taşı olarak görüyorum. Bu taslağa göre,
MÜDEK üyelerinin görev süreleri iki yıl olarak öngörülmüştü ve ardarda üç dönemden daha uzun kesintisiz görev
yapamıyorlardı. Böylece, kişilerin yıllarca aynı konumda görev yapması yerine yeni üyelerle sürekli bir değişim
ve daha geniş bir tabana yayılım sağlanması hedeflenmişti. Ancak, kurumsal yönetim hafızasının sürekliliğini
sağlamak için de, başkan yardımcılığı görevini üstlenen üyenin bir sonraki dönemin başkanı olması, başkanın da
bir sonraki dönemde "eski başkan" sıfatı ile üyeliğinin sürmesi düzenlemesi getirildi. Yeni dönem üye ve başkan
yardımcısı adaylarının, eski başkanın başkanlığında ve başkan, başkan yardımcısı ve MDK genel sekreterinden
oluşan Aday Belirleme Komitesi (ABK) tarafından MÜDEK'e gelen öneriler ya da ABK'nın kendi bulduğu adlar arasından
saptanıp karar verilmek üzere MÜDEK'e sunulması öngörülüyordu. MÜDEK kararı onay için MDK Yürütme Kurulu'na sunuluyordu.
Üye yenilenmesi, kurumsal ve sektörel temsil ile mühendislik disiplinlerine göre dengeli dağılımı öngörüyordu.
Program değerlendirme işlevini ise mühendislik programlarının değerlendirmesi için MÜDEK'e başvurmuş her fakülte
için kurulmuş değerlendirme takımları yürütecekti. Bu takımlar, değerlendirilecek programların ilgili olduğu
mühendislik disiplininde uzmanlaşmış en az birer değerlendirici ile mutlaka MÜDEK üyeliği yapmış ya da yapmakta
olan bir başkandan oluşmaktaydı. Yeni MÜDEK üyelerinin ve yeni MÜDEK değerlendiricilerinin mutlaka bir MÜDEK
eğitiminden geçmiş olmaları öngörülüyordu. Değerlendirme başvurusunda bulunan üniversiteler, her program için
belli bir formatta özdeğerlendirme raporu hazırlayacaklar ve MÜDEK'e sunacaklardı. Bu raporlar değerlendirme
takımlarınca incelenecek, başvuran üniversiteye takımca bir ziyaret yapılacak ve her program daha önceden
saptanmış olan değerlendirme ölçütleri kullanılarak değerlendirilecekti. Bu değerlendirmeler MÜDEK tarafından
incelenerek sonuçlandırılacak ve sonuç MÜDEK tarafından ilgili üniversiteye bildirilecekti. Değerlendirmeler
sırasında değerlendirme takımının ve MÜDEK üyelerinin edindiği bilgi ve belgelerde gizlilik ilkesine uyulması
MÜDEK'in daha sonra geliştirilecek etik kurallarının ilk girdilerindendi. MÜDEK'in hem kavramsal hem de gerçek
anlamda oluşumunun her aşamasında bir sorun olarak ortaya konulan değerlendirme etkinlerinin mali boyutu ile
ilgili olarak, önce üniversitelerin değerlendirilmesini istediği her program için belli bir ödeme yapması
öngörülmüş, ancak MÜDEK'in kurulmasından sonra bu düzenleme değerlendirme takımının yapacağı ziyaretle ilgili
her türlü masrafın ilgili üniversite tarafından karşılanması şeklinde değiştirilmiştir ve halen de bu şekilde
uygulanmaktadır.
Özellikle "MÜDEK Çalışma Esasları" belgesi taslağı ile kurgusu belirlenen sistem, 11-12 Ocak 2002
tarihlerinde Adana Çukurova Üniversitesi'nde yapılan ve gündeminin ana maddesi akreditasyon sistemi olan MDK
3. Toplantısı'nda Genel Sekreter Prof. Dr. Yıldırım Üçtuğ tarafından sunuldu ve MDK tarafından benimsendi.
Benim de katıldığım ve önerilen sistem hakkında açıklamalarda bulunduğum bu toplantıda MDK, MPDG çalışmalarının
sürdürülmesini, sistemin tüm ayrıntıları ile oluşturulmasını ve bir sonraki MDK toplantısına sistemin kurulması
için ayrıntılı önerinin getirilmesi isteğini ortaya koydu.
MDK 3. Toplantısı'nı izleyen 4 aylık sürede, MPDG ve MDK Yürütme Kurulu ortak çalışmalar yürüttü. Bu
çalışmalarda, öncelikle önerilen sistemin ayrıntıları üzerinde duruldu ve tereddütlü bazı konular açıklığa
kavuşturuldu. Daha sonra, programlarının MÜDEK tarafından değerlendirmesi için gönüllü olan fakülteler ve
bunların programlarının mühendislik disiplinlerine göre dağılımı incelendi ve böylece ilk değerlendirme
döneminde MÜDEK'in başa çıkması gereken değerlendirme yükü belirlendi. Daha önceden MDK üyesi Dekanlar
aracılığı ile öğretim üyelerine yapılan MÜDEK bünyesinde görev alma çağrısına yanıt veren gönüllü öğretim
üyeleri listesi de gözönünde tutularak MÜDEK'in üniversite temsilcilerinin adayları belirlendi, TMMOB ve
KalDer ile temasa geçilerek MÜDEK temsilcilerinin belirlenmesi istendi ve sanayiden sektör temsilcisi
olarak görev yapacak MÜDEK üyesi adaylar belirlendi.
MPDG’nin bu çalışmaları, 24–25 Mayıs 2002 tarihinde Lefkoşa Yakın Doğu Üniversitesi'de yapılan MDK 4.
Toplantısı'nda mühendislik dekanlarına sunuldu. Mühendislik Dekanları Konseyi de, MÜDEK kısa adıyla bir
Mühendislik Değerlendirme Kurulu oluşturulmasına ve etkinliklerini MÜDEK Çalışma Esasları (MÇE) ve MÜDEK
Değerlendirme Ölçütleri belgelerine çerçevesinde yürütmesine karar verdi. MÇE'nin geçici maddesine göre,
MDK Yürütme Kurulu MÜDEK üyelerinden dört üniversite temsilcisinden birine benim, diğerlerine İTÜ Kimya
Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof Dr. Ayşe Erdem-Şenatalar'ın, o sıralar TÜSSİDE Müdürlüğü görevini
yürütmekte olan Marmara Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Nüket Yetiş'in
ve Çukurova Üniversitesi Elektrik–Elektronik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Hamit Serbest'in,
iki sanayi temsilciliğine de uzun yıllar Arçelik Ar–Ge Merkezi Müdürlüğü yaptıktan sonra Arçelik Teknoloji
Koordinatörlüğü'nden emekli olan Refik Üreyen'in ve Payzın Danışmanlık Ltd. Şti. sahibi olan Doç. Dr. Erbil
Payzın'ın getirilmesini uygun gördü. TMMOB, temsilci olarak TMMOB'de İkinci Başkan görevini yapmakta olan
İstanbul Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerinden Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu'yu, KalDer de
temsilcisi olarak KalDer İcra Kurulu Üyesi ve Ödül Sekreteri Dr. Aydın Kosova'yı saptamıştı.
Üyeleri belli olduktan sonra ilk toplantısını 05 Temmuz 2002 tarihinde yapan MÜDEK, Çalışma Esasları'nın
geçici maddesine göre atanmak üzere Başkanlık için benim, bir sonraki dönem başkanlığını otomatik devralacak
Başkan Yardımcılığı için de Prof. Dr Ayşe Erdem-Şenatalar'ın MDK Yürütme Kurulu'na önerilmesine karar verdi
ve bu öneri 13–14 Aralık 2002 tarihlerinde Konya Selçuk Üniversitesi'nde yapılan MDK 5. Toplantısı sırasında
MDK Yürütme Kurulu tarafından benimsendi.
MDK 5. Toplantısı'na kadar geçen süre içinde çalışmalarını yoğun bir şekilde sürdüren MÜDEK, temel işlevleri
olarak tanımlanan
- Mühendislik programlarının değerlendirilmesi,
- Değerlendiricilerin seçimi ve eğitimi,
- Program yöneticilerinin ve öğretim üyelerinin program değerlendirmesi konusunda
bilgilendirilmesi ve eğitimi,
- Değerlendirme ölçütlerinin gözden geçirilmesi ve yenilenmesi
konularında ön hazırlıklara başladı.
Bu hazırlıkların arasında en kritik olanı 2003–2004 değerlendirme döneminde başlayacak
değerlendirmelerde program değerlendiricisi olarak görev yapacakların seçimi ve eğitimiydi.
Bu dönemdeki program değerlendiricilerinin seçiminde, kendi fakülte ve bölümlerinde yapılan
ABET değerlendirme çalışmalarında görev yapmış öğretim üyelerinden yararlanılması stratejik
bir yaklaşım olarak benimsendi. Ancak değerlendirici adaylarının eğitiminin, kendi üyeleri
bile bu tür bir eğitimden geçmemiş olan MÜDEK tarafından verilmesi mümkün değildi. Bunun üzerine
hem MÜDEK üyelerinin eğitimini hem de değerlendirici adaylarının eğitimini gerçekleştirmek için
bir çalıştay düzenlenmesine ve çalıştay eğiticilerini sağlamak üzere ABET ve ABET'te temsil edilen
çeşitli meslek kuruluşları ile temasa geçilmesine karar verildi. Oldukça uzun ve zahmetli uğraşlar
sonunda uzun yıllar ABET program değerlendiriciliği, daha sonra ABET'te American Society of Mechanical
Engineers (ASME) adlı meslek örgütünün temsilcisi olarak Mühendislik Akreditasyon Komisyonu ve
Eğitim Komisyonu üyeliklerini yapmış, EC2000 sisteminin geliştirme çalışmalarında aktif rol oynamış ve
bu tür çalıştayları yürütmede deneyimli iki öğretim üyesi (Prof. Dr. Thomas Bowman – Florida Institute
of Technology ve Prof. Dr. Bassem Armaly – University of Missouri-Rolla) bulundu. Bu gelişmeye paralel
olarak, program değerlendiricilerinin eğitimi konusundaki kendi alt yapımı geliştirmek üzere, gerek
mesleki nedenlerle gerekse o sıralar başkanı olduğum ASME Türkiye Şubesi'ni temsil etmek üzere katıldığım
17–22 Kasım 2002 tarihlerinde A.B.D.'nin New Orleans kentinde yapılan "ASME International Mechanical
Engineering Congress & Exposition" sırasında düzenlenen bir gün süreli "ASME/ABET EC2000 Preparedness
Workshop"ına katıldım. Bu toplantıda, yukarıda adı geçen iki öğretim üyesi ile de görüşme ve Türkiye'de
yapılacak çalıştayın ayrıntılarını planlama fırsatını buldum. Sonuç olarak, MÜDEK'in ilk etkinliği olan
bu çalıştay 17–18 Ocak 2003 tarihlerinde 28 katılımcı ile İstanbul'da Koç Üniversitesi salonlarında
gerçekleşti. 1 A.B.D. dolarının 1.650.000 TL olduğu bir ortamda, çalıştay giderlerini karşılamak için
TÜBİTAK, Arçelik A.Ş. ve TMMOB'dan maddi destek alındı, çalıştay dokümanlarını TÜSSİDE bastı, Kütahya
Porselen A.Ş. konuk çalıştay yürütücülerinin hediyelerini üstlendi. Katılımcıların sekizi MÜDEK üyesi,
geri kalan 22'si çeşitli üniversitelerden (ODTÜ, Bilkent Üniversitesi, İTÜ, Boğaziçi Üniversitesi ve
Marmara Üniversitesi) ve Arçelik A.Ş.'den davet edilmiş MÜDEK program değerlendirici adaylarıydı.
Üniversitelerden olan değerlendirici adaylarının ortak özellikleri, hizmet vermiş ya da vermekte
oldukları birimlerin ABET değerlendirmesi hazırlıklarına fiilen katılmış olmalarıydı. Çalıştayın en
önemli katkılarından birisi, ABET'in EC2000 sistemini model alarak kurguladığımız MÜDEK sisteminin
deneyimli uzmanlar aracılığıyla doğrulanması, kalibrasyonu, kavramsal çerçevesinin iyice oturtularak
bazı ince ayarlarının yapılmasıydı. Bu çalıştayda eğitilen katılımcıların çok önemli bir kısmı daha
sonra gerçekleştirilen MÜDEK değerlendirici eğitimi çalıştaylarına da katıldıktan sonra MÜDEK program
değerlendiricisi olarak başarıyla görev yaptılar. Bu çalıştay, aynı zamanda MÜDEK'in kendi değerlendirici
eğitimi çalıştaylarını tasarlamasına ve geliştirmesine de büyük katkıda bulundu. Bu nedenle, Prof. Dr.
Thomas Bowman ve Prof. Dr. Bassem Armaly'nin emeklerini şükranla anıyorum.
2002 yılının ikinci yarısındaki MÜDEK çalışmalarına dönersek, bunların arasında "MÜDEK Çalışma Esasları"
ve "MÜDEK Değerlendirme Ölçütleri" belgeleri yanında, "MÜDEK Özdeğerlendirme Raporu", "MÜDEK Değerlendirme
Kılavuzu" ve "MÜDEK Program Değerlendiricisi Raporu" gibi belgelerin gözden geçirilmesi, tutarsızlıkların
giderilmesi ve dil birliğinin sağlanması önemli bir yer aldı. MÇE'de önerilen değişiklikler MDK onayı ile
devreye girdi. Daha sonra bu belgelere "MÜDEK Etik Kuralları" ve "MÜDEK Değerlendirme Takımı Üyelerinin
Değerlendirilmesi" belgeleri de eklendi. Aslında bu etkinlikler her zaman burada anlatıldığı gibi pek rahat
gitmeyebiliyordu. Örneğin, MÇE'de yer alan program değerlendiricilerinin profesör unvanlı olması zorunluluğunun
kaldırılması Konya Selçuk Üniversitesi'nde yapılan MDK 5. Toplantısı'nda hiç beklenmedik bir biçimde uzayan
tartışmalara yol açtı ve ancak oy çokluğu ile kabul gördü.
Konya Selçuk Üniversitesi'nde yapılan MDK 5. Toplantısı'nda MÜDEK Başkanı olarak yaptığım MÜDEK'in
kuruluşundan beri yapılan çalışmaları ve planlanan etkinliklerin hazırlıklarını özetleyen sunum
MDK üyelerince büyük ilgiyle izlendi ve birçok dekan söz alarak, bu kadar kısa zaman diliminde
gerçekleştirilenler için bana ve MÜDEK üyelerine teşekkür ettiler; MÜDEK'e verecekleri desteği ve
MÜDEK değerlendirmelerini sabırsızlıkla beklediklerini dile getirdiler. Bu bir anlamda, MÜDEK tarafından
yürütülen ilk çalışmaların kabul gördüğünün ve planlanmakta olan etkinliklere olan beklentilerin bir
işaretiydi. Bu sunum, aynı zamanda bir geleneği de başlattı ve yılda iki kez yapılan MDK toplantılarında
yapılan sunumlar ile son altı aydaki MÜDEK gelişmeleri dekanlarla paylaşıldı, onların kaygı, görüş, beklenti
ve önerileri birinci elden öğrenildi. Yılda iki kez de olsa, MÜDEK ve dekanlar arasında gerçekleştirilen
bu yakın temas, bir taraftan karşılıklı güven ve saygıyı pekiştirirken diğer taraftan bireysel tanışıklık
aracılığıyla karşılıklı içten davranışların gelişmesine yardımcı oldu. Bence bu olumlu etkileşim, daha sonra
gerçekleştirilecek MÜDEK çalıştaylarına dekanlarca verilen inanılmaz desteğin temel kaynağını oluşturdu.
Bu destek, hem çalıştaylara katılımcı göndermek, hem de katılımcılara en az düzeyde yük olacak şekilde
çalıştay ev sahipliğini üstlenmek şeklinde ortaya çıktı ve halen de artarak sürmekte.
2002 yılının ikinci yarısında yapılan bir diğer çalışma, Yükseköğretim Kurulu ve Üniversitelerarası Kurul
ile dirsek temasının başlatılmasıydı; ancak bu girişim çeşitli nedenlerle somut sonuçlar vermedi. Bu konu
hem MDK üyelerinin hem de üniversite öğretim üyelerinin üzerinde hassaslıkla durduğu bir konu olma niteliğini
daha ilk günlerden beri korudu. Bazı dekanların ve öğretim üyelerinin şüpheci ve tedirgin yaklaşımlarını
yansıtan "YÖK bu işe ne diyor?" sorgulamaları ile hep karşılaşıldı. Bu tür sorgulamalarda MÜDEK'in takındığı
tavır ve yanıt hep "MÜDEK zorunlu denetim görevini üstlenmiş bir devlet kuruşu değildir. Önemli olan MÜDEK
değerlendirmeleri için YÖK'ün ne dediği değil, üniversitelerin kendi mühendislik programlarını geliştirmek
ve iyileştirmek için MÜDEK değerlendirmelerini bir araç olarak görmeleri ve bu değerlendirmeleri MÜDEK'ten
gönüllü olarak talep etmeleridir." şeklinde oldu. MÜDEK'in resmi YÖK belgelerine ilk girişi, 19–20 Mayıs 2005
tarihlerinde Norveç'in Bergen kentinde toplanan Avrupa Yüksek Eğitim Bakanları Konferansı'nda sunulan ve YÖK
tarafından Türkiye için hazırlanmış olan 2004–2005 Ulusal Rapor'un "Kalite Güvence" bölümünde MÜDEK'in kuruluşuna
ve etkinliklerine yer verilmesi ile oldu ve bu durum akademik çevreleri oldukça rahatlattı. Bu bilginin 20–21
Mayıs 2005 tarihlerinde Bursa Uludağ Üniversitesi'nde yapılan MDK 10. Toplantısı'nda Prof. Dr. Ayşe Erdem-Şenatalar'ın
MÜDEK Başkanı olarak yaptığı sunumda verilmesi üzerine salondan yükselen hararetli ve uzun alkışı bugün gibi
hatırlıyorum. YÖK'ün 20 Eylül 2005 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren "Yükseköğretim Kurumlarında
Akademik Değerlendirme ve Kalite Geliştirme Yönetmeliği", bu yönetmelikte tanımlanan "bağımsız dış değerlendirme süreci"
ve bu yönetmelik gereği kurulan "Yükseköğretim Akademik Değerlendirme ve Kalite Geliştirme Komisyonu (YÖDEK)",
MÜDEK'in ne kadar doğru bir yaklaşımla kurulduğunu ve ne kadar sağlıklı bir gelişme içinde olduğunu bir kez daha
ortaya koydu. YÖDEK'in kuruluşundan itibaren başlayan MÜDEK–YÖDEK dirsek teması çok olumlu bir şekilde sürmektedir.
MÜDEK'in tüzel kişilik kazanmasının beklendiği 2006 yılı içinde YÖDEK'ten "Kalite Değerlendirme Tescil Belgesi"
alması da hedeflenmektedir.
MÜDEK değerlendirmeleri 2003–2004 döneminde başladı. Bu dönem için niyet bildiren üniversitelerin ve
programların yüksek sayısı (sırasıyla 10 ve 28) bizlerde tam bir şok yaratmıştı. Daha işin başındayken bu
kadar büyük ve geniş yelpazeli bir değerlendirme operasyonunu yürütmek olanaksızdı. Ancak zaman içinde,
MÜDEK değerlendirmelerindeki temel felsefenin ve beklentinin niyet bildiren üniversitelerin ilgili birimlerince
tam kavranamadığı ve/veya bu işlemin aşırı basit olarak algılandığı ortaya çıktı. Sonuçta, bu ilk değerlendirme
döneminde yalnızca iki üniversite mühendislik programları arasından MÜDEK değerlendirmesine gerçekten hazırlanmış
olan toplam yedi programı için başvuru yaptı. Üç değerlendirme dönemini geride bıraktığımız 2006 yılı itibariyle,
altı üniversitenin 11 değişik mühendislik disiplininde toplam 31 programı MÜDEK değerlendirmesinden geçmiş durumdadır.
2006–2007 değerlendirme döneminde MÜDEK değerlendirmesi için dört üniversitenin beş fakültesinden 29 mühendislik
programı için niyet bildirildi. Ama yine biliyoruz ki, gerçek sayılar başvurunun son günü olan 01 Ağustos 2006
tarihinde ortaya çıkacak.
MÜDEK 2003–2004 dönemindeki değerlendirmelerini yürütmek ve daha sonraki yıllarda yapılacak değerlendirmelerin
değerlendirici gereksinimini de kısmen karşılayacak bir değerlendirici havuzu oluşturmak için bir değerlendirici
eğitimi çalıştayı tasarladı ve kendi yürüttüğü ilk değerlendirici eğitimi çalıştayını 12 Eylül 2003 tarihinde
İstanbul'da Boğaziçi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi'nde gerçekleştirdi. Bu çalıştay, aynı zamanda akreditasyon
alt yapısı olmayan MÜDEK üyelerinin eğitimi işlevini de gördü. Benzer çalıştaylar 2004 ve 2005 yıllarında içeriği
ve yöntemleri geliştirilerek aynı mekanda tekrarlandı. 2006 yılı başı itibariyle, MÜDEK'in 14 değişik mühendislik
disiplininde 47'si üniversitelerden olmak üzere toplam 60 eğitilmiş program değerlendiricisinden oluşan bir
değerlendirici havuzu bulunmaktadır. Bu çalıştaylara verdiği destek için Boğaziçi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi
Dekanı Prof. Dr. Ali Rıza Kaylan'a teşekkür etmek istiyorum. Eylül 2006'da da yapılacak değerlendirici eğitimi
çalıştayı ile bu havuzun 90 değerlendiriciye genişletilmesi planlanmaktadır.
MÜDEK eğitim çalıştayları yalnız değerlendiricilerin eğitimine yönelik kalmadı. İlki 13 Şubat 2004 tarihinde
ODTÜ–KKM'nde gerçekleştirilen ve Mayıs 2006 itibari ile sayısı sekizi bulan eğitim çalıştaylarında, mühendislik
programlarını MÜDEK değerlendirmesinden geçirmek isteyen 44 üniversiteden yarısı yönetici (Dekan, Dekan Yardımcısı,
Bölüm Başkanı, Bölüm Başkan Yardımcısı)konumunda olan yaklaşık 200 öğretim üyesine MÜDEK ve değerlendirmeleri
konusunda eğitim verildi. Bu çalıştayların katılımcıları artık kendi fakültelerinde ve bölümlerinde, mühendislik
programlarının sürekli iyileştirme çalışmalarını daha bilinçli bir şekilde yürütüyorlar, eğitimde kalite güvence
kavramının önemini yayıyorlar ve bu programları MÜDEK değerlendirmelerine hazırlıyorlar. Bu çalıştaylardan ikisi
KalDer tarafından her yıl düzenlenen Ulusal Kalite Kongresi kapsamında, diğerleri ise ODTÜ, Bilkent Üniversitesi,
Hacettepe Üniversitesi, TOBB Ekonomi ve Ticaret Üniversitesi, Gaziantep Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi'nde
yapıldı. Bu çalıştaylara verdikleri destekler için bu üniversitelerin Mühendislik Fakültelerinin yönetimlerine
teşekkür etmek istiyorum.
MÜDEK çalıştaylara ek olarak, gerek ulusal gerekse uluslararası düzeyde çeşitli toplantılarda bildiriler
sunarak ya da kuruluşların çağrısı üzerine sunum yaparak mühendislik eğitiminde kalite güvence kavramını
yaymakta, kendini ve etkinliklerini tanıtmaktadır. Bu tür sunumların sayısı Mayıs 2006 itibari ile 23'ü
bulmuştur. MÜDEK belgeleri, sunumları ve çalıştayları gibi bir çok kaynağa oldukça zengin içerikli bir
web sayfasından (http://mudek.me.metu.edu.tr) ulaşılabilmektedir. Bu web sayfasının oluşturulması ve
güncelleştirilmesi için 2002 yılından beri kendi web sunucusunun kullanımına izin vererek MÜDEK'e katkıda
bulunduğu için ODTÜ Makina Mühendisliği Bölümü yönetimine teşekkür ediyorum.
Son olarak, MÜDEK'in Ekim 2004'ten beri içinde bulunduğu bir Avrupa Birliği projesi ve devamından söz
etmek istiyorum. Bologna Süreci ile tanımlanan "Avrupa Yükseköğretim Alanı (EHEA)"nın gerçekleşmesine
katkıda bulunmak üzere çeşitli ülkelerden mühendislik, eğitimi ve kalite alanlarında 14 ortak ile Temmuz
2004'te başlatılan "Accreditation of European Engineering Programmes and Graduates (EUR–ACE)" adlı Socrates
projesinin yürütücüleri ile İstanbul'da 21–23 Ekim 2004 tarihlerinde yapılan Conference of European Schools
of Advanced Engineering Education and Research (CESAER) yıllık toplantısında o zamanki İTÜ Rektörü Prof. Dr.
Gülsün Sağlamer aracılığı ile tanışıldı ve MÜDEK bu projenin etkinliklerine katılmak üzere davet edildi.
Bu projenin temel amacı mühendislik eğitiminin akreditasyonu için bir Avrupa sistemi oluşturmaktı. 31 Mart
2006'da sona eren bu projenin ana çıktıları olarak tanımlanan
- A1: EUR–ACE Framework Standards for the Accreditation of Engineering Programmes (including a Template
for Publication of Results)
- C1: Commentary on document A1
- A2: Organization and Management of the EUR–ACE Accreditation System: A Proposal
- A3: Financial plan for establishing and running the EUR–ACE Accreditation System
belgelerinin oluşturulmasında resmi ortak olmamasına rağmen MÜDEK'in doğrudan katkıları, müdahaleleri ve
yönlendirmeleri oldu. Projenin deneme evresine Bilkent Üniversitesi'nin bazı mühendislik programlarının
dahil edilmesi ve bu programları değerlendiren takımda ODTÜ Mühendislik Fakültesi Elektrik–Elektronik
Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Önder Yüksel'in MÜDEK temsilcisi olarak yer alması sağlandı.
EUR–ACE projesinin öngördüğü EUR–ACE akreditasyon sistemini başlatmak ve yürütmek üzere European
Network for Accreditation of Engineering Education (ENAEE) Şubat 2006'da Belçika’da kuruldu. ENAEE’nin
30 Mart 2006'da yapılan ilk genel kurulunda, EUR–ACE sisteminin uygulaması için Avrupa Komisyonu'nun
"DG EAC 01/06 – Higher Education Reform (Lisbon Strategy and Bologna Process)" proje çağrısına uyularak
iki yıllık bir proje teklifi daha verilmesine karar verildi. MÜDEK'in 20 Nisan 2006'da teslim edilen bu
proje teklifinin 18 resmi ortağından birisi olmasından büyük onur ve keyif duyuyorum.
MÜDEK'in yakın gelecekteki dış gündemini şöyle sıralamak istiyorum:
- MÜDEK'in bir sivil toplum kuruluşu olarak tüzel kişilik kazanması
- MÜDEK'in mühendislik programlarına yönelik bir akreditasyon kuruluşu olarak ulusal düzeyde YÖDEK tarafından resmen tanınması
- MÜDEK'in ENAEE üyesi olması ve EUR–ACE etiketli akreditasyon verir hale gelmesi
- ABET ve diğer "Washington Accord" kuruluşlarıyla karşılıklı tanınma anlaşması imzalanması
Ülkemizde mühendislik eğitiminde kalite standartlarının oluşturulması ve ulusal bir kalite
güvence sisteminin kurulmasında yalnızca 5 yıllık bir geçmişi olan bir oluşumun hikayesini
aktarmaya çalıştım. Yer kısıtlaması nedeniyle bazı çok önemli gelişmeleri ya aktaramadım ya da
üzerinde yeterli ayrıntıda duramadım. Bu hikayede hafızamın kurbanı olarak atladığım bazı kurumlar
ve kişiler varsa beni bağışlasınlar.
Bu yazımda aktardığım bütün güzel gelişmeleri ODTÜ Mühendislik Fakültesi'nin öncülüğü ve
önderliğine borçlu olduğumuzu düşünüyorum. MÜDEK çalışmalarında desteklerini hiç bir zaman
esirgemeyen Fakültemizin dekanları Prof. Dr. Yıldırım Üçtuğ ve Prof. Dr. Mustafa Tokyay'a,
sonsuz teşekkürler.
MÜDEK'in oluşumunda ve bugünkü konuma gelmesinde büyük katkıları olan ve kendilerini
mühendislik eğitiminin gelişmesine adamış tüm gönüllü yol arkadaşlarıma sesleniyorum: İyi ki varsınız!
Mayıs 2006, ODTÜ, Ankara
_________________________________
* İlk program değerlendirmeleri parantez içinde verilen yıllarda yapılmıştır.